SİNEMA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SİNEMA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ekim 2019 Çarşamba

Altın Koza Festivali 2019-Adana Sinema Tarihi ve Sinema Mekanları Turu- Yılmaz Parlar

Bir Gazete GUNUN SON HABERLERI
Bir Gazete GUNUN SON HABERLERI
Sinemaların ikinci Hayatı

Altın Koza Festivali 2019, Nostalji sinemaya göz atarken yeni sinema nasıl olacak.?


Önceden, efsanevi sinemalar vardı. Şimdi her şey değişti.

Birçok sinema yıllar içinde tanınabilir şehir işaretlerine dönüştü, bu nedenle bu işlevi korumak önemlidir. Sinemanın etrafında, bir tür eğlence mekanı olarak algılanacak bir alan olmalı ve nesnenin bir parçası değil, sokak ortamının bir parçası olmalıdır.




Adana'nın hemen her semtde yazlık sinemaları vardır. 1930'lardan 1980'lere kadar inşa edildiler ve şimdi çoğu terk edilmiş ya da kelimenin tam anlamıyla son günlerini yaşıyor: Kamu, en son ekipman ve yumuşak sandalyelerle modern alışveriş merkezleri için nostaljik eski salonları sattı. Ancak yetkililer sinemalara ikinci bir şans vermeye karar verdiler. Tadilatları için bir program oluşturuldu.


Gelişim kavramı, sinemaların yine de ana işlevlerini koruyacaklarını, ancak önemli ölçüde genişleyeceğini ve kültürel, eğitimsel ve eğlence merkezlerine dönüştürüleceğini varsayar. Sinema salonlarına sergi salonları, çeşitli bölümler ve sınıflar için salonlar, stüdyolar, dükkanlar ve kafeler, bazı yerlerde, hatta spor salonları bile eklenebilecek. Yeniden yapılanma, alanların yeni kentsel görüntüsünü oluşturmak için bu binaların mimarisini geliştirecektir.




23-29 Eylül 2019  tarihleri arasında gerçekleştirilen 26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Menderes Samancılar, Timur Savcı, Nebil Özgentürk, Kadir Beycioğlu ve İsmail Timuçin’in yer aldığı yeni yürütme kurulu nostalji sinemaların yeniden doğması için düğmeye basdılar.


Adana Sinema Tarihi ve Sinema Mekanları Turu- Paneller düzenlendi.

1960’larda altın çağlarını yaşayan yazlık sinemalar, 70’lerin ortasında ne yazık ki kapanmaya başlamış. 80’li yılların sonlarına doğru tümüyle yok olan sinemaların yeniden canlanmasını isteyen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın talimatıyla, 26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali için Sinema Turu düzenlemesi etkinliğini gerçekleştirdi.

Adana Sinema Tarihi Ve Sinema Mekanları Turu


Öğretim Üyesi Dr. Aydın Çam, Öğretim Üyesi Dr. Özgür İlke Şanlıer Yüksel tarafından bilgilendirilen, Başlangıç yeri, Umut filminde Yılmaz Güney’in canlandırdığı Faytoncu Cabbar’ın güzergahı, Adana Tren Gar Binası önünden başlayan, Atatürk, Ziyapaşa, Kurtuluş, Kuruköprü ve Saydam Caddeleri boyunca, yaya olarak 2 saat devam eden Zengin sinema makineleri koleksiyona sahip sinema müzesiyle noktalanan Adana Sinema Tarihi turuna İsmail Timuçin Işık sinema kısmında katıldı. Son aşamasına gelen sinemayı diğer sinemalarla devam edileceğini söyledi.





Adana Büyükşehir Belediyesi, üniversitenin çalışmasını desteklemek amacıyla Zafer, Teras ve Işık sinemalarının çevre düzenlemesi, Adana’nın sinema tarihini araştıran, 1902’den bu yana şehirde faaliyet gösteren 150 kadar salon ve açık hava sineması yerinde görüldü. Sinema Evi’nde, her sinema film oynatıcının oluşturduğu koleksiyon en eski makinist ve tamircilerle tanışıldı.


Öğretim Üyesi Dr. Aydın Çam, Öğretim Üyesi Dr. Özgür İlke Şanlıer Yüksel’den  verdikleri, “Bir zamanlar Adana, her mahallesindeki yazlık sinemalarıyla ünlüydü. Filmlerin mihenk taşıydı. Sinema sektöründeki Adanalı film yapımcılar ilk gösterimi bu sinemalarda yapar, halk beğenirse diğer illerde de gösterime çıkardı.” Bilgileri aldık.




Panel;

Öğretim görevlileri Ayşe Torpar moderatörğünde, Emine Uçar Bilboğa, Senem Duruel Erkılıç, Aydın Çam, Özgür İlke Şanlıer yaptıkları derin araştırmalarla, Akdeniz şehirlerindeki sinemaları, tarihini anekdotlarla dile getirdiler.

yilmazparlar@yahoo.com

11 Kasım 2018 Pazar

Malatya 8. Uluslaraarsı Film festivali -Yılmaz Parlar

Bir Gazete GUNUN SON HABERLERI
Bir Gazete GUNUN SON HABERLERI
Malatya ! Film festivali Neyine

Ey Malatya!  “Malatya Film Festivali” senin neyine, sinema endüstrin mi var? Sinema platoların mı var? Film mi üretiyorsun?. Film marketin mi var?  

Festival demek şenlik demek. Şenlik demek hasatdan sonra ürünü alan üreticinin yorgunluğunu atıp paraya dönüştürme umuduyla eğlenmesi, diğer hasata geçebilmesi için moral depolamasıdır.



Film festivali furyası hızlandı ve seri üretime geçen firma gibi, Türkiye’nin Tüm şehirleri, ilçeleri Film festivali düzenlemeye soluksuz devam ediyor. Muhtar Sponsor bulsa; Film Festivali yapacak.


Film Festivali, kırmızı halı kopyası tüm ülkeyi sardı. Markalaşmış ve bünyesinde sinema endüstrisi bulunduran şehirler bile festivali çeşitli toplumsal sosyal konulara odaklanmayla çeşitlendirip inovasyon yaparak farklılaşma rekabet şansını artırırken, klasik düzenlenmeyle faydasız, masraflı, kimseye fayda getirmeyen, sonunda parası halkdan çıkan organizasyonlara niye girersiniz.


Uluslararası festival diyorsun yabancı tek gazeteci yok ki; böylelikle yaptığı haberle Ülkesine şehrin turizm tanıtımını yapsın. 


Ülkende bile festivali yazacak, Turizm yazacak gazeteciyi çağırmıyorsun. Çağırdığın film yazarı gazeteci, film izlemeye geliyor. Filmi İstanbul’da ki basın gösterimi filmlerle yazamıyor mu?. Festivalini yazan, yerel basın zaten kendi bünyendeki basın. Yani “Kendin pişir Kendin ye”. Sınırlarını aşamıyorki; Ülke çapında duyursun..


Organizasyondaki Basın ve Halkla ilişkiler, ne Basın yazarlarından haberi var ne de, Halkla ilişkiler nezaketinden..Kim sizlere bu isimleri tavsiye ediyor.


Malatya’da kayısı var. Ön planda bununla ilgili festival düzenlemiş olsan, Ekonomiye katkı sağlarsın. Dünya festival çeşitlerine baktığında birbirinden farklı yüzlerce binlerce çeşit festival görürüsün her biri bulunduğu coğrafyaya katkı sağlıyor. 


İtalya, Lavanta festivali yapıyor, 80 çeşit türev ürünü bünyesinde taşıyor, sağlıkdan 

(şurup- ilaç)  -gıdasına ( Bal-reçel), kozmetikden (krem parfüm)-bilime, tarım ilaçlarına kadar... 

Kayısının özelliklerini, Dünya pazarındaki yerini söylemeye gerek yok..Markalaşman marka şehir olman ancak ürününü markalaştırırsan mümkündür. Ancak ürünün ile  öne çıkarsın..kendine ait olmayan, sahip olmadığın film endüstrisi ile değil.

   
Sinema dünyasının ünlü isimleri ve yabancı aktörler festivaline gelse bile ne olur. Ayrıca, hem onur ödülü veriyorsun, hemde çok büyük paralar karşılığında geliyorlar. 
Kendi reklamını bile yapamıyorsun..Uluslarası Filmi bırak kendi ülkende ulusal sineman Tv dizi film sektörünün gerisinde seyrediyor.

Furya olumsuzluğu içinde yaptığın masrafları, Tarihi mekanların tanıtımına harcamış olsan; gelen turistlerle şehrine önemli katkı sağlarsın. Markalaşman kendine has özellikleri olan ürün ve kültürel varlıklar ile mümkündür.


Umarız Turizm ve Kültür Bakanlığımız bu Film Festival kirliliğine dur der. Milli servete zarar veriyorsunuz.


Film Festivaline son verip, Kayısı Festivali yaparsan, Bölgendeki, Turizm kültürel varlıkları tanıtımına gidersen çok yönlü katkıların olur. Şehrine dolayısıyle ülkene ekonomik fayda sağlarsın..

Sahip çıkarak- paylaşamadığınız, Adıyaman ile Nemrut dağı kültürel mirası ön plana çıkarın.
Bana göre Dünya harikalarına artı bir ekleyerek Dünya’nın sekiz harikalarından biri. Başka ülkede olsaydı, hikayesi ile Ülke için hedeflenen turist sayısını kendi başına elde ederdi.

yilmazparlar@yahoo.com